Gece Yarisi Kutuphanesi Kitabı İnceleme

Kitap Hakkında Bilgiler

‘Gece Yarısı Kütüphanesi’, Matt Haig’in 2020 yılında yayımlanan, okuru varoluşun en karanlık köşelerinden hayatın anlamına doğru yolculuğa çıkaran kült roman. Kitap, intihar girişimi sonrası bilinmeyen bir boyuta – Hayat ve Ölüm arasındaki ‘Uçurum’ adlı geçici dünyaya – düşen 35 yaşındaki Nora Seed’in hikâyesini anlatıyor. Burada ‘Gece Yarısı Kütüphanesi’nde her raf, Nora’nın yaşayabileceği ama yaşayamadığı alternatif hayatları içeren kitaplardan oluşur. Kütüphaneci, Nora’ya kendini bu kitapların içinde deneyimleme şansı verir; her yeni kitap bir başka kariyer, aile, coğrafya ve mutluluk ihtimali sunar. Ancak her seçim er ya da geç pişmanlık, kayıp ve insanın kendi iç dünyasındaki boşlukla yüzleşmesini gerektirir. Roman, sahip olduğumuz tek hayattaki küçük dokunuşların aslında büyük farklar yarattığını, mükemmelin değil ‘otantik’in kıymetini ortaya koyar. Fantastik kurgu, felsefi sorgulama ve psikolojik gerçekçilik dengesiyle kaleme alınan eser, ikinci kişi ağzından yapılan anlatımla okuyucuyu doğrudan suçluluk, umutsuzluk ve ardından gelen umutla yüz yüze bırakır. 328 sayfalık orijinal baskısında bölümler, çoğunlukla şiirsel başlıklarla ayrılmıştır. Can Yayınları’ndan 2021’de çıkan Türkçe çevirisini Duygu Akkalay Aksungur üstlenmiştir. Kitap, The Times ve Sunday Times çoksatar listelerinde haftalarca üst sıralarda kalmış; BBC Radyo 2’nin Book Club Choice seçilmiş, Goodreads’te 2020 yılında ‘Fiction’ kategorisinde yılın en iyi 10 romanı arasına girmiştir. Temsil ettiği ruh haliyle pandemi döneminde yalnızlık ve anlam arayışı yaşayan milyonlara ilaç gibi gelen öykü, şimdi birçok üniversitede ‘Yaratıcı Yazarlık’ ve ‘Zihin Sağlığı’ derslerinde okutulmakta, görme engelliler için sesli kitap platformlarında da en çok dinlenen 50 eser arasında yer almaktadır.

Yazarı Hakkında Bilgiler

Matt Haig, 3 Temmuz 1975’te Sheffield, İngiltere’de doğdu. Çocukluk ve ergenlik döneminde yaşadığı ağır anksiyete-depresyon döngüsü, onun edebiyata ve özellikle yaşamla ölüm arasındaki ince çizgiye odaklanmasına yol açtı. 24 yaşındayken Mallorca adasında geçirdiği panik atak sonrası intihara teşebbüs etti; bu deneyim, ‘Sebeplerim Neydi Yaşamak’ (Reasons to Stay Alive, 2015) adlı anı-psikoloji kitabına ve sonrasında ‘Gece Yarısı Kütüphanesi’nin konusuna ilham verdi. Sheffield Üniversitesi’nde Tarih ve İngiliz Edebiyatı okudu; mezuniyet sonrası editörlük ve spor gazeteciliği yaptı. 2004’te çıkan ilk romanı ‘The Last Family in England’ (ABD adı: The Dead Fathers Club), Shakespeare’in Hamlet’ini modern İngiltere’ye ve bir köpeğin bakış açısına taşıyarak eleştirmenlerin dikkatini çekti. Ardından yayımlanan ‘The Possession of Mr Cave’, ‘The Radleys’ ve ‘The Humans’ gibi romanları 30’dan fazla dile çevrildi, ‘The Radleys’ 2021 yılında film oldu. 2011’de çocuklarından ilhamla kaleme aldığı ‘A Boy Called Christmas’, üçlemeye dönüşerek 2021 Netfliks uyarlamasıyla küresel izleyiciye ulaştı. PEN/Oakland Jane Addams Çocuk Kitabı Ödülü’ne aday gösterilmiş, Blue Peter Kitap Ödülü’nü kazanmıştır. Haig, ruh sağlığı savunuculuğuyla tanınır; Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘mental health’ kampanyalarında gönüllü konuşmacıdır. Sosyal medyada yüz milyonu aşan etkileşimle ‘#ReasonsToStayAlive’ etiketini trend topiği yaptı. Guardian, New York Times ve Financial Times için köşe yazarlığı yapmış, Ruh Sağlığı Vakfı’ndan (Mental Health Foundation) yıllık ‘İnovasyon Ödülü’nü almıştır. 2018’de krallık onursal nişanı olan MBE (Member of the Order of the British Empire) unvanıyla ‘Edebiyat ve Ruh Sağlığı Hizmetleri’nden dolayı onurlandırıldı. Brighton’da eşi Andrea Semple ve üç çocuğuyla yaşayan Haig, yazarlık dışında koşu ve yoga yaparak anksiyetesini yönettiğini; “Kitaplarım yaşamıma sığdıramadığım umutlarımın uzantısı,” der. Bibliyografyasında 30’un üzerinde eser bulunur; bunların toplam baskı sayısı yedi milyonu aşmıştır.