Markizdeki Kadin Kitabı İnceleme

Kitap Hakkında Bilgiler

Markizdeki Kadin (La Dame aux Camélias), Alexandre Dumas fils’in 1848’de yayımlanan, kendisini dünya çapında üne kavuşturan başyapıtıdır. Roman, gündelik yaşamda yaşadığı gibi‘Marie Duplessis’ takma adıyla tanınan gerçek bir courtesan’ın trajik öyküsünü anlatır: Marguerite Gautier, Paris’in ışıltılı gece aristokrasisinin gözdesi, tüberkülozlu, gösterişli bir hayat süren bir ‘demimondaine’dir. Genç, saf aşık Armand Duval ile tanıştığında bütün varoluşu sarsılır; ‘lüks olmadan yaşayamam’ dediği yaşam tarzı ile içselleştirdiği aşk arasında kalır. Dumas, yüksek burjuvazi ve soyluluk tabakasının ikiyüzlülüğünü, ‘fahişe’ damgası taşıyan bir kadının bile duygularının, fedakârlığının ve izzetinin ‘resmî toplum’dan çok daha yüce olduğunu gösterir. Kitap, ‘fakat aşk, insanın içinde Tanrı’ya en yakın olduğu duygudur’ düşüncesiyle aşkın, namusun ve toplum baskısının çarpıştığı sahneler sunar. Marguerite’ın çeyrek yüzyıl önceki Paris sokaklarından yükselen kahkahaları, gölgedeki öksürük sesleriyle birlikte, okuyucuyu o dönemin korsan basım kumarhanelerinden, operalarından, Bois de Boulogne’un çam kokulu havasına sürükler. Eser, 1852’de aynı adla tiyatro sahnesine uyarlandı; Verdi’nin ‘La Traviata’sına ilham vererek müzik, sinema ve bale dahil 50’den fazla resmî uyarlamaya konu oldu. Türkçede ilk kez 1934’te ‘Kurtuluş’ gazetesinde tefrika edilen roman, 1943’te Varlık Yayınları’ndan Ahmet İhsan tarafından kitaplaştırıldı; günümüzde Can, İş Bankası ve Delphi gibi yayınevlerince yeniden çevrilmektedfi. Modern edebiyatta ‘fahişe kahraman’ motifinin en insancıl ve en trajik örneği olan kitap, 248 sayfalık orijinal Fransızca baskısında yalın amce özensiz bir üslupla, mektup, günlük ve anlatı bölümleriyle kurgulanır; bölüm başlıkları zaman çizelgesi gibi işler, son sayfaya dek okuru Marguerite’ın soluk soluğa kalbini dinlemeye zorlar.

Yazarı Hakkında Bilgiler

Alexandre Dumas, 27 Temmuz 1824’te Paris’te, büyük romancı Alexandre Dumas père’in evlilik dışı ilişkisinden doğdu; ‘fils’ (oğul) ekiyle anılır. Gençliğini babasının şöhretiyle büyüyen ama maddi sıkıntılar çeken bir çevrede geçirdi; hukuk eğitimi almasına karşın kaleme sarılarak 1845’te ilk şiir kitabı ‘La Dame aux Camélias’ın tohumlarını attı. 1847’de tanıştığı Marie Duplessis’in ölümünden kısa süre sonra eseri tamamlayarak hem edebi hem de toplumsal bir skandala yol açtı: ‘Kendi metresini yüceltiyor’ eleştirilerine karşın 1852 tiyatro uyarlaması 100’den fazla temsilde kapalı gişe oynadı. Dumas, 1870’e dek tiyatro eserleri (geginel ‘Diane de Lys’, ‘Le Demi-Monde’) ve romanlar (‘L’Affaire Clémenceau’) yayımladı; kadın hakları, evlilikte eşitlik, toplum dışı bireylerin ötekileştirilmesi gibi temaları dile getirerek Fransa’nın ilk feminist erkek yazarları arasında sayıldı. 1864’te Rus asilzadesi Nadejda Naryschkine ile evlendi; 1870’teki savaşta gönüllü sağlık memuru olarak cephede görev aldı. Cildi açılan yara tedavisi sırasında kapanan solunum yolları 27 Kasım 1895’te onun ölümüne yol açtı. Paris’teki Montmartre Mezarlığı’na gömülen Dumas’ın mezarı, üst hedef kapağında ‘La Dame aux Camélias’in unutulmaz ilk cümlesiyle süslenmiştir: ‘Manon Lescaut benim yanımda küçük bir oyuncak değil, büyük bir aşkın cansız kalıntısıdır.’ Babasının tarihî maceralarından farklı olarak o, duygusal gerçekçilik akımını temsil etti; yapıtlarında klasik Fransız ahlak anlayışını sorgulayan, ‘vicdanın aşkla buluştuğu’ karakterler yarattı. Günümüzde eserleri 40’tan fazla dile çevrilmiş olup, her yıl milyonlarca okura ulaşmaktadır.